İstanbul Kadıköy'de 24 Ocak 2025 tarihinde bıçaklanarak hayatını kaybeden 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi davasının ilk duruşması bugün İstanbul Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleşti. Minguzzi'nin ölümüne sebep olduğu iddia edilen B.B ve U.B. isimli çocuklar "çocuğu kasten öldürmek" suçundan yargılanıyorlar. Duruşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da hazır bulunarak davaya müdahil oldu. Bakanlık, maktulün ailesine daha önce hukuki destek sağlayacağını taahhüt etmişti. Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, şubat ayında aileye yaptığı taziye ziyaretinde bu desteği bizzat teyit etmişti. Olayın derin üzüntüsünü dile getiren Bakanlık, genç yaşta hayatını kaybeden Minguzzi için adaletin sağlanmasını talep ediyor. Duruşmanın devamı merakla bekleniyor.
Aile Bakanlığı'nın Hukuki Desteği
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Mattia Ahmet Minguzzi davasına müdahil olarak, suçluların gereken cezayı almaları için aktif rol üstleniyor. Bakanlığın avukatları, davanın her aşamasında maktulün ailesine destek olmak ve adaletin tecelli etmesi için çalışacaklar. Bu müdahale, Bakanlığın çocuk haklarına verdiği önemi ve çocukların korunması için gösterdiği çabayı bir kez daha gözler önüne seriyor. Bakanlık ayrıca, benzer olayların tekrarlanmaması için önleyici tedbirler almayı hedefliyor. Bu kapsamda, suça sürüklenme riski taşıyan çocukların belirlenmesine yönelik sosyal risk haritası çalışmaları da son aşamaya geldi.
Sosyal Risk Haritası Çalışmaları
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, gelecekte benzer olayların önlenmesi amacıyla suça sürüklenen çocuklar için geliştirilen sosyal risk haritası projesinin son aşamasında olduğunu duyurdu. Bu harita, risk altında olan çocukları erken teşhis ederek, koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmasını sağlayacak. Projenin hayata geçirilmesiyle, çocukların suça karışma ihtimali önemli ölçüde azaltılmasının amaçlandığı belirtiliyor. Bakanlık, çocuk hakları ve çocuk koruma çalışmalarına büyük önem veriyor ve bu alanda sürekli iyileştirme ve geliştirme faaliyetleri yürütüyor. Bu gelişmelerin, Türkiye'deki çocukların güvenliği ve refahı için pozitif bir etki yaratması bekleniyor.